Film Önerileri – 2025
Film önerileri konulu listemiz sizlerle…
Bazen insan ne izleyeceği konusunda karasız kalabiliyor. Hazır havalar da evde vakit geçirmenin dışarda vakit geçirmekten daha cazip hale geldiği kıvama gelmişken, seni “ne izlesem” derdinden kurtarmak için bir liste hazırladık. İster hafta sonu ister iş çıkışı akşam izleyebileceğiniz listemizle film keyfinin tadını çıkarabilirsin.
Bu listede yer verdiğimiz filmler, farklı temaları, karakter derinlikleri ve güçlü olay örgüleriyle seni ekrana kilitleyecek.
Here (2024)

Mutlaka günün birinde şu soru kafandan geçmiştir:
Yaşadığım evde daha öncesinde nasıl insanlar yaşıyordu?
Sıfır bir binada yaşıyorsan da “daha önce burası neydi?” sorusu kafandan geçmiş olabilir.
İşte, Zemeckis’in yönetmenliğini üstlendiği Here tam da bu sorular üzerinden yola çıkarak, izleyenlerin olay-zaman ilişkisini sorgulayan bir drama olarak karşımıza çıkıyor.
Yapım, kısa hikâyeleri farklı zaman dilimlerinde ele alarak işleyen bir kurguya sahip. Bu kısa hikâyeler, farklı döneme ait zaman dilimi geçişleriyle birbirine bağlanıyor.
Bu geçişin izleyiciye aktarılması ise bir ev üzerinden oluyor. Aynı evde ve evin bulunduğu yerde İlk Çağ’dan bu yana bir şeyler olup bitiyor. Doğumlar-ölümler, hüzünler-sevinçler…
Bu geçişler, filmin merkezinde konumlandırabileceğimiz Tom Hanks’in canlandırdığı karakter ve ona eşi olarak eşlik eden Robin Wright’ın karakteri üzerinden şekilleniyor.
Karakterler üzerinden duygusal bağları, insan ilişkilerini, yaşamda kaybedilenleri-kazanılanları sorguluyor film.
The Greatest Hits (2024)

Film önerileri listemizde bu kez zamanda yolculuk yapmaya hazır olun!
Brett Haley’nin son filmi The Greatest Hits, zamanda yolculuk yapma yeteneğine sahip Lucy isimli kadının hikâyesini konu alıyor.
Sevgilisi David’i bir araba kazasında kaybeden Lucy, üstün yeteneği ile müzik aracılığıyla geçmişe yolculuk yapabildiğini fark eder. Fakat bir süre sonra bunu durumun ona iyi gelmediğini fark eder. Çünkü zamanda yaptığı yolculuk nedeniyle Lucy gerçek yaşamdan koptuğunu fark eder.
Sonunda zorlu bir tercihin içinde kendini bulur. Ya gerçeklere dönecek ya da anılar arasında kaybolacaktır.
The Greatest Hits, fantastik dokunuşları sevenler için ideal bir tercih!
Love (2015)

Gaspar Noé’nin tartışmalı eseri Love, ilişkilerin karmaşıklığını derinlemesine ele alıyor.
Film, Karl Glusman ve Aomi Muyock’un canlandırdığı genç bir çiftin tutkulu ve kaotik ilişkisini merkezinde şekilleniyor.
Bunu yaparken de cinsellik ve aşk arasındaki sınırları zorlayan görsel bir deneyim sunuyor. Bu deneyim eleştirmenler tarafından farklı şekillerde yorumlandı süreç içinde.
Özellikle pandemi sürecinde filmi izleyenler ise film sonrası deneyimleriyle yapımın popülaritesine katkı sağladı.
Noé’nin karakterleri, duygusal bağlarını hem fiziksel hem psikolojik olarak test ederken izleyiciye yoğun bir deneyim yaşatıyor.
Little Fish (2020)

Herkesin alzheimera yakalandığı bir dünya düşünün!
Olivia Cooke (Emma) ve Jack O’Connell’ın (Jude) başrollerni paylaştığı film, yakın gelecekte geçiyor.
Bu zamanda dünya NIA adı verilen bir salgın ile karşı karşıya. Bu salgın ile insanlar hafızlarını kaybediyor. Bu süreç alzheimera kıyasla çok hızlı gelişiyor
Çiftimiz, bu hastalıktan kaçınabilmek için oldukça duygusal mücadeleler veriyor. Hatıralarını ve birbirilerine olan sevgiyi unutmamak için birçok yol deniyorlar.
Fakat bir süre sonra Jude hastalığa yakalanıyor. Yavaş yavaş hafızasını kaybetmeye başlayınca Emma durumu kurtarmak için elinden geleni yapıyor. Fakat hastalık hızla ilerlediği için, bir süre sonra çok da güvenilir olmayan bir tedavi yöntemine başvuruyor çiftimiz.
İzleyenleri film boyunca geçmiş ve şimdi arasında kaybolduğu sahneler bekliyor. Bu geçişler arasında içinizi ısıtan anıların yanı sıra, boşluklarla da sizi sarsacak türden.
Sidewalls (2011)

Yüksek ve çarpık binalar, kaotik trafik, dijitalleşen dünya ile daha az iletişim, daha çok yalnızlık…
Film önerileri listemizde yer verdiğimiz Sidewalls, bunların hepsinin toplamı!
Hikâye aynı apartmanda yaşayan fakat bundan haberdar olmayan Martin ve Mariana etrafında şekilleniyor.
Agorafobik karakterimiz Martin bir web tasarımcısı ve günlerini sıklıkla evde geçiriyor. Normalde mimar olan fakat başka bir meslek yapmak durumunda kalan Mariana da yalnızlıkla baş etmeye çalışan karakterimiz.
İkili aynı civarda sık sık karşılaşsalar da birbirlerine hiç dikkat etmez. Modern şehirde yalnızlık temasını farklı bir bakış açısıyla işleyen Sidewalls izlenmeye değer filmlerden.
His Three Daughters (2023)

His Three Daughters, yakında ölmek üzere olan babaları için yıllar sonra bir araya gelen 3 kız kardeşin dokunaklı hikâyesi.
Birbirinden oldukça farklı karakterlere sahip 3 kız kardeşi tanıyalım önce.
Rachel (Natasha Lyonne) iki kız kardeşin en küçükleri. Babasıyla yaşayan Rachel aykırı bir karaktere sahip. Sorumlulukları ve eğlenceye düşkünlüğü arasında mekik dokuyor.
Christina (Elizabeth Olsen) ise herkeste uzakta olan, ortanca kız kardeş. Evli ve huzurlu gibi görünse de filmin ilerleyen seyrinde göreceğimiz üzere duygularını içinde yaşayan bir karakter.
Katie (Carrie Coon) ise kız kardeşin en büyüğü. Kardeşlerine kıyasla despot olarak yorumlayabileceğimiz bir karakter ile karşımıza çıkıyor.
Babalarının sağlık durumu nedeniyle bir araya gelen kardeşlerin aralarındaki hesaplaşmaları izliyoruz film boyunca. 1 haftaya yakın kaldıkları evde zaman zaman gerilimlere, zaman zaman ise mutluluk kesitlerine tanık oluyoruz.
Çok içimizden olan bu sahneler, izleyicilerin karakterle bağ kurması ve olayları içselleştirmesi bakımından oldukça etkileyici.
Aile dinamiklerine dair derinlemesine bir bakış sunan His Three Daughters izlemeye değer filmlerden.
Vicky Cristina Barcelona (2008)

Film önerileri listemizde bu kez Barcelona ayağınıza geliyor!
Woody Allen’ın izleyenleri adeta renkli aşk üçgeni içerisine çektiği filmde görsel bir doyuma ulaşıyoruz öncelikle.
Gelelim filmin konusuna: Vicky ve Cristina isimli Amerikalı kadınlar, birlikte Barcelona’ya gitmeye karar verirler. Vicky’nin tertipli ve kuralcı yapısına karşın, Cristina daha “özgür” olarak tanımlayabileceğim bir ruha sahip.
İki kadın, geçirdikleri yaz boyunca hayatlarını değiştirecek bir sanatçıyla tanışırlar. Bu karakter Javier Bardem’in canlandırdığı Juan Antonio.
Juan gerek dış görünümündeki cazibe gerekse de sanatçı ruhunun beraberinde getirdiği merak uyandırıcı karakteriyle kadınların dikkatini çeker.
Daha ilk karşılaştıkları kadınlara cesur bir teklifte bulunur Antonio. Ret yemesinin ardından tekrar bir tesadüfle kadınların hayatına bir şekilde girmeyi başarır.
Juan’ın hayatlarına girmesi iki kadın için farklı sonuçlar doğurmanın yanı sıra, kadınların kendileriyle ilgili farkındalıklara yol açar.
Özetle; aşk, tutku, benliği keşif gibi temalar üzerinden ilerleyen film hem görsel açıdan hem de olay örgüsü bakımından izleyeni düşündürecek türden.
