Hayvanlarda İletişim: Danslar ve Şarkılar
Hayvanlarda iletişim ağını anlayabilmek, onların dünyasına bir adım daha yaklaşmak gibi. Çok zaman zihnimi kurcalayan sorulardan biri hayvanların bizlerle, birbirleriyle veya kendileriyle ne derece iletişebildikleri olmuştur. Uçsuz bucaksız bir iletişim ağları olsa da, küçük bir kısmına erişebilmiş insanoğlu. Bu yazımda sizlere hayvanların insanlarla ve kendi aralarında kurabildiği iletişim kapasitesini aktaracağım.
İletişimin Temeli
İletişimin uzun vadede temel nedeni hayatta kalmak, kısa vadede temel nedeni ise reproduksiyondur. Besin kaynaklarına erişebilmek, karşı cinsle etkileşime geçebilmek gibi temel fonksiyonları yerine getirmek için kullanılan bir araçtır. Hayvanların ve insanların farklı iletişim sistemleri kullandığı düşünüldüğünde, her ikisinde de iletişim bir sinyal, gönderici ve alıcıdan oluşur.
Sinyaller, nasıl görüntülendiklerine göre değişir ve anlamları içerisinde bulundukları duruma göre değişiklik gösterir. Aynı şekilde sinyaller, benzer durumlarda farklı şekillerde ortaya çıkabilirler. Örneğin, korku duygusunun ön planda olduğu bir durumda hayvanlar ve insanlar, benzer tepkiler verirken sinyallerini farklı şekillerde alıcıya ulaştırırlar. Bu; hayvanlarda kükreme reaksiyonu iken, insanlarda genellikle çığlık atma gibi reaksiyonlarla sinyale dönüşür.
Hayvanlarda iletişim ve insanlarda iletişimin temel farkı, dil sembolizasyonu olarak tanımlanabilir. Bir organizmanın bir dile sahip olması için, görünür veya duyulabilir sinyalleri sembolik bir biçimde kullanabilmeli ve başka bir organizma ile iki yönlü iletişim kurmalıdır (Ristau, 1983).
Hayvanların dili etkili bir şekilde kullanıp kullanmadığı tartışmalı bir konu olsa da, birbirleriyle sözlü ve sözsüz tekniklerle iletişim kurduğunu gösteren kanıtlar mevcut. Bu bağlamda en çok merak edilen sorulardan biri, hayvanların insan dilini anlayarak bu iletişimin bir parçası olup olamayacağı. Bu merakı gidermek adına birkaç hayvan dostumuzu tanıtacağım.
İnsan ile İletişim
“Chaser” isimli patili dostumuz, hayvanların insan diliyle kurulan iletişim ağına katıldığının en güzel örneklerinden. Chaser, 1000’den fazla kelimeyi bilen, anlamlarını anlayan, ve komutları yerine getiren bir dişi köpek. Uzun süreli bir eğitimden sonra Chaser, köpeklerin dilbilimsel sinyalleri algılayabilme kapasitesini kanıtlıyor bize.
Eğitimleri 3 yıl boyunca günde 4-5 saati sürmüş. Üstelik öge kategorizasyonunda çok başarılı. Sahibi şöyle anlatıyor:
”Ortak isimleri öğrendikten sonra kategori gruplarını öğrendi. 30 topu vardı ve hepsini renklerine ve boyutlarına göre biliyordu. Chaser’a topu atıp başka bir top getirmesini istemek mümkün. Renkleri ayırt edebiliyor. Ayrıca “daha büyük”, “küçük”, “daha hızlı” ve “daha yavaş” gibi sıfatları biliyor.”
Bu doğrultuda bir başka örnek ise işaret dilini öğrenen şempanze “Nim Chimpsky”. Nim’in araştırması, şempanzelerin insan dilini öğrenmesi üzerine Columbia Üniversitesi’nde yürütülmüş. Araştırma, şempanzelere işaret dili öğretilip insanlara benzer bir ortamda yetiştirildiklerinde dili kullanıp kullanamayacaklarını keşfetmeyi amaçlamış.
Nim, eğitim süresince 125 işaret öğrenmiş. İşaret dizilimlerinde “Ver portakalı bana ver portakal bana portakal ver bana ye portakal sen ver portakal” gibi kelime öbekleri var. Anlamsal bütünlüğü olmasa da, taleplerini dile getirmeyi başarmış. Fakat dil eğitimi almış şempanzeler üzerinde yapılan ek bir çalışma; şempanzelere göre bir işaretin bir nesneyi belirleyebileceğini, ancak bunun tersini yapamayacağını göstermiş. (Cheney & Seyfarth, 1998).
Hayvanlarda iletişimin insan iletişimi boyutlarında incelendiği örneklerden bir diğeri ise “Kanzi”. Kanzi, yaşlı bir erkek bonobo. Kanzi’nin iletişim yetenekleri bebekken keşfedildi. Alanda uzman bir psikolog, Kanzi’nin annesine geometrik sembollerle iletişimi öğretmeye çalışıyordu. Ancak Kanzi annesinin eğitim oturumları sırasında dili çok daha hızlı öğrendi.
Oturum başlarında 6 sembol kullanabiliyorken, bu sayı 350’lere çıktı. Semboller genellikle Kanzi,’nin sevdiği gıdaları, objeleri ve aktiviteleri anlatmasına yardımcı oluyordu. “Yoğurt”, “gıdıklamak” gibi. Buna ek olarak, biyolojik benzerlikten yola çıkarak şempanzeler üzerinde insan dili deneyleri geliştirildi. İşaret dili ve sembollerin ötesinde, şempanzelere sözel eğitimler verildi. Fakat sonuçlar, şempanzelerin anatomik sebeplerden ötürü insan dilinde konuşamadıkları yönündeydi.
Özel İletişim
Üst paragrafta hayvanların insanlar ile kurdukları iletişimin örneklerini inceledik. Şimdi ise size hayvanların kendi aralarında kurdukları iletişimden bahsedeceğim. Hayvanlar âleminde iletişim için çeşitli yöntemler kullanılır. Çoğu hayvan türü, kendilerine özel bir iletişim dili oluşturmuştur. Bu dilleri inceleyelim.
Hayvanlar, duygularını ve düşüncelerini diğer hayvanlara aktarmak için çeşitli sesler çıkartır. Bu seslerin her biri, taşıdıkları farklı anlamlara ve çıkarıldıkları farklı zamanlara göre değişik özelliklere sahiptir. Bu seslere genellikle birtakım bedensel hareketler ve mimikler de eşlik eder. Örneğin kendi alanından bir yabancıyı uzaklaştırmak isteyen bir hayvanın, gürültülü ve mümkün olduğunca ürkütücü bir ses sinyali gönderir.
Bu durumda eşlikçi kompleks vücut hareketlerine rastlamak mümkündür. Asıl önemlisi, bahsedilen ses sinyallerinin yalnızca ağız yoluyla üretilen sesler olmadığını bilmektir. Buna örnek olarak çoğu böcek türü, farklı vücut bölgelerinin birbirine sürtülmesi ile çıkan sesler yardımıyla haberleşir. Ayrıca ses, hayvanlarda yalnızca bir iletişim aracı olarak kullanılmaz. Yarasalar, görme yeteneği oldukça zayıf olan hayvanlardır. Bu sebepten uçarken etrafı göremediklerinde, ağız veya burunlarından bir ses dalgası gönderirler. Bu dalgaların nesnelere çarpınca yankı yaratması ile etraflarında bulunan cisimleri algılarlar ve uça yönlerini belirlerler.
Bal Arısı Dansı
“Ses”, hayvanlarda iletişim sağlayan yöntemlerden yalnızca biridir. Çoğu hayvan ise iletişimi koku, hareket, ışık, renk, kimyasal salgılar ile gerçekleştirir.
İletişimin değişik türlerinden birine ise arılarda rastlarız. Arıların yiyecek için birbirleriyle iletişim kurduğunu gösteren bir kanıt vardır: “bal arısı dansı”. Sallama dansı olarak da bilinen bu dans, rutin hareketlerin tekrarlanmasından oluşur. Aynı zamanda besin kaynaklarının yeri hakkında bilgi verir. Arılar dikey olarak hareket ederse, kaynağın güneşe doğru yönde olduğunu gösterir.
Besin kaynağı 100 metreden daha az bir yerdeyse, arılar daireler ve sıra halinde sola ve sonra sağa döner. Diğer arılar toplanıp uçarlar. Kaynak en az 100 metre ötedeyse, yan yana sallanırlar. Bu dansta, dans eden bir arı tarak yüzeyinde dümdüz hızlı ve kısa ileri hareketler gösterir, ters yöne doğru yarım daireler halinde geri döner ve bu döngüyü tekrarlar (Riley ve ark., 2005).
Bu dans dili ile ilgili en önemli şey, dansçı arının vücudunun yerçekimi dikkate alınarak yönlendirilmesine dayanarak besinin yönünü kavramaktır. Bal arılarının polen, nektar ve su kaynaklarından haberdar olmalarına yardımcı olur.
Alarm Çağrıları
Hayvanların iletişiminde “alarm çağrıları vermek” adı verdiğimiz haberleşme yolu da farklı bir iletişim türüdür. Aynı hayvan grubuna mensup hayvanlar arasında tehlike veya tehdit haberleşmesi olarak tanımlanır. Alarm çağrıları, hayvanlara bağlı olarak görsel / işitsel sinyaller yoluyla veya kimyasal maddeler salgılayarak yollanır.
Struhsaker (1967), Kenya Milli Parkı’nda Vervet maymunlarını ve birbirlerine alarm verme ve alma süreçlerini gözlemlemiş. Özellikle yılanlar, kartallar ve leoparlar gibi yırtıcı hayvanların arasında 21 farklı alarm çağrısı saptamış. Bu gibi yırtıcı hayvanlardaki alarm çağrılarının raporu, çağrıların ciddi boyutta içgüdüsel olduğunu ortaya koyuyor.
Dahası kuşlar, iletişim çağrıları olan kuş şarkıları ile alarm çağrı sisteminin bir parçasıdır. Ahenk içinde cıvıldayan bu şarkılar; üreme, lokasyon, yemekle ilgili sinyal verme, uçuşu koordine etme vb. açısından geniş bir fonksiyon yelpazesine sahiptir. Alarm çağrıları, kuşlarda cıvıldama tonlarını ayarlayarak karşı cinsi etkilemekte de yardımcı olur.
Alarm çağrıları, çağrının aciliyet düzeyi hakkında da bilgi içerir. Mirketlerin yırtıcılığa bağlı olarak düşük / yüksek aciliyet açısından farklı alarm sinyalleri vardır (Manser, 2001). Hedef yırtıcı, gönderici mirkete çok yakınsa, yüksek bir aciliyet bildirir. Bu bildirinin şiddetine göre de alarm çağrısını şekillendirir. Kimyasal salgılayarak iletişim kuran hayvanlardan bahsedecek olursak; öncelikle birçok hayvan çeşidinin kimyasal uyarıcılara tepki verdiğini bilmeliyiz.
Mesela balıklar, bu tepki türünün bir parçası olarak kimyasal alarm sinyalleriyle iletişim kurabilirler. Gönderici balık, mekanik yaralanma meydana geldiğinde kimyasalları salmaya başlar. Sonrasında alıcı balık sinyali algılar ve yırtıcılara karşı koruyucu bir davranışa yol açar.
Hayvan Dili Üzerine
Toparlamak gerekirse; hayvanlar belirtli bir boyutta insanlar ile iletişim sağlayabilirler ve kendi aralarında iletişim için farklı özel yolları vardır. Dilin tanımına bağlı olarak, iletişimsel semboller, sesler ve sinyaller aracılığıyla hayvanların dili kullandıkları sonucuna varmak mümkündür.
Söylediğim gibi bu iletişimsel unsurlar hem sözlü hem de sözsüzdür. Özellikle acil bir durum söz konusu olduğunda, farklı hayvan türleri farklı dil sistemleri üretir. İletişimi üretilen sinyallerle sağlarlar. Uzun süreli hayatta kalma, beslenme ve üreme için aktif bir iletişim halindelerdir.
İletişim kurabilmelerine ve benzersiz dil becerilerine sahip olmalarına rağmen, hayvanlarda insan dilini uygulamaya çalışırken belirli limitasyonlar ortaya çıkar. Anatomik açıdan hayvan dili, insan dili kadar gelişmiş ve işlevsel değildir; ancak temel ihtiyaçları ve ortak hayatta kalma stratejileri için yeterli düzeydedir.
Hayvanlar alemi bana hep çok ilginç gelmiştir. Bu alem; en gelişmiş düzenekli deneylerin, araştırmaların bile erişemeyeceği birtakım sırları barındırıyor. Bu yazımda hayvanlarda birçok farklı iletişim şekli aktardım size. Çünkü okudukça, öğrendikçe hep büyülendim bu üstün kapasitelerinden.
Biz insanlardan çok daha geniş ve renkli bir iletişim skalaları olduğunu fark ettim. İçerisinde dansları, şarkıları barındırıyor! Umarım siz de hayvanlarda iletişimi biraz daha yakından tanıma fırsatı bulmuşsunuzdur bu yazıda.
Kaynakça
Manser, M. B. (2001). The acoustic structure of suricates’ alarm calls varies with predator type and the level of response urgency. Proceedings of the Royal Society of London B: Biological Sciences, 268(1483).
Riley, J. R., Greggers, U., Smith, A. D., Reynolds, D. R., & Menzel, R. (2005). The flight paths of honeybees recruited by the waggle dance. Nature, 435(7039), 205-207.
Ristau, C. A. (1983). Language, cognition, and awareness in animals?. Annals of the New York Academy of Sciences, 406(1), 170-186.
Seyfarth, R. M., Cheney, D. L., & Marler, P. (1980). Vervet monkey alarm calls: semantic communication in a free-ranging primate. Animal Behaviour, 28(4), 1070-1094
Struhsaker, T. T. (1967). Social structure among vervet monkeys (Cercopithecus aethiops). Behaviour, 29(2-4), 83-121.