Edebiyat

mare animae meae I-II

I- hakkında konuşamayıp içimizin denizine attıklarımız
hakkında konuşamayıp içimizin denizine attıklarımız. boğulacaklar mı onlar? düşünceler yüzme bilmez, düşünceler zaten balıklardır birer birer. için denizse balık olurlar, için ormansa aslan, için gökse kuş, için dünyaysa zaman. boğulmazlar, av olmazlar, yere düşmezler, durdurulmazlar. bugün bir olta sallarsan kendi yüreğine, bir tanesini yakalayıp öldürebilirsin belki. aslanın karşısına tüfekle çıkabilirsin mesela. kuşu da vurabilirsin onunla. ama bil ki sonsuz tane balık, sonsuz tane aslan, sonsuz tane kuş var senin göğsünde. bak, zamanı yakalayıp öldüremezsin işte. tüfeği görmez, vurulmak nedir bilmez o. her yerdedir sen çırpınarak bir odadan diğerine atarken kendini. kaçtığın ve katletmek istediğinin sen olduğunu fark edersin; sudan çıkmış bir balık, ormanından kovulmuş bir aslan, kanadı kırılmış bir kuş. bir tek zaman olamazsın sen: yirmi dört saatin asla yetmediği. zaman seni kovalar, zaman hiç tökezlemez, zaman hiç sakinleşmez, zaman hiç kaybolmaz ve sana benzemez. sana benzemeyeni ayırt edemezsin. içindeki dünyada zaman kılığına bürünüp yer kabuğunu sıyıra sıyıra ilerleyen kuruntular olamazsın sen. zaman hepimizi eskitip kocaman ağızlı bir canavar gibi yutacak. zaman hepimizi tane karabiber gibi öğütecek.
1 ekim 2022.

II- ıska!
hani nerede yüzün senin? hani nerede hararetiyle kavuran gözlerin? nerede öfken? en sevdiğim oyun değil bu benim. tahmin etme oyunu. iyi olduğumu zannederdim bu oyunda; ta ki bu oyunu senden habersiz seninle oynayıp kaybedene dek. kazandığını bilseydin sevinirdin. çünkü ben hariç herkes sevinir kazandığına. ben ne kazanırsam kazanayım sevincim beş dakika. iyi duyguya dayanma kapasitesi deniyormuş buna. bende pek az var bu kapasiteden. ama sen nereden bileceksin? ben karın boşluğuma saplı okları söküp oynadığım bu oyunda yenilmişim. anlamadın bana baktığında. bu bana bakarak anlayabileceğin bir şey değil ki. hatta benimle konuşarak anlayabileceğin bir şey bile değil. görmek istiyorsan oklardan boşta kalan yerleri göstereyim. ucu kanlı manlı diye mi pek uzağa gidemedi benim oklarım? onun için mi hedefi tutturamadım tam ortasından? ama hakkını yememeli, nasıl da bir objet petit a idin bana. ama ben bu arzu nesneleri mevzusundan iyiden iyiye sıkıldım. yemin ederim ki geçtim onun ötesine. tutuk bile olsa elimi uzatacaktım sana. hani nerede elin senin? oklarım da bitti senin varlığına yaklaşmak ağır ağır olanaksız bir hâl alırken. ben, “on ikiyi tutturmam için bütün şartlar tamam!” dedim. sonra bütün dünya bir anda bağırdı kulağıma, alayla gülerek: “ıska!”

Benan Çelik

24 Mart 2000 tarihinde İstanbul’da doğdum. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. Kazan Kültür ve Tabure Kültür Sanat dergisinde içerik üreticiliği yapmaktayım. Çocukluğumdan beri yazı yazmaya tutkunum; şiir, öykü, deneme, makale, şarkı sözü ve film senaryosu gibi türlerde ürünler veriyorum. Dünyayı sinematik değer uğruna romantize ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir