Misafirliğin En Makbul Olmayanı
tuzlu rüzgârın başka bir şehirden alıp getirdiği kahverengi sarmallar vardı
yeşil vadiler mavi sular yelkenliler
global hevesler ile kaktüs dikenleri vardı
durmadan çarmıh gibi göğsüne gerildiğim uzunca beden
temas etmeden
ne anlardım korkudan ve ne anlardım korkusuzluktan
nereye giderdi senin büyük adımların
ateşimi harlayan senin bana sıcaklığı değmeyen ateşin olsa gerek
büyü-rdü
büyü-rdüm
büyülüydün
nasıl anlatsaydım da anlasaydın beni
kendime müsaade etmiştim yanmak için
bunu nasıl anlatsaydım da anlasaydın beni
terbiye olunuyorum olasılıkların dergâhında
tanımıyorum kalbini
tanımıyorum seni
düştüm duygunun ardına ki bir anlama gelmeliydi hissettiğim
gene mutlak bir şey öğrenecektim
kendimin odalarını temizleyip toparlarken seni ağırlamadan önce
sen misafir olamadan evimin önünden yürüyüp geçtin
başka bir eve doğru
sonra dönüp aynaya baktım dağılmış saçlarımla
yorgun yüzümle
ve şöyle söyledim
“senin temizliğin hiç bitmez mi?”
biraz dinlendim oturup
durdum
düşününce hatırıma geldi ki
seni arayıp davet etmemiştim
21.10.2021, İstanbul