Sinema

Güç Yüzükleri: 3. ve 4. Bölüm İncelemesi

Güç Yüzükleri 3. ve 4. bölüm incelememiz sizlerle…

Orta Dünya 2. çağ anlatısı tam hız devam ediyor. Prime Video’da her hafta izleyici ile buluşan dizi beklentileri yükseltmeye devam ediyor. Güç Yüzükleri bizleri ekrana kilitlemeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta dizinin 1. ve 2. bölüm incelemesi sizlerleydi… Geçen haftadan bu yana 3. ve 4. bölümde neler yaşadık, hep beraber yakından bakalım.

3. Bölüm

Güç Yüzükleri‘nin bu bölümünde, daha önceki bölümlerde hızlı giden olay akışı biraz yavaşlıyor. İlk iki bölümde bir o mekandan bir o karaktere yaptığımız sıçramalar duruluyor. Bu iyi de oluyor çünkü böylece konu ve karakterler derinleşiyor. Örneğin, cücelerden iz yok bu bölümde. Demek ki öbür bölümde daha çok şey cüce sahnesi bizleri bekliyor. Elfler, insanlar ve hobbitler ile ilgili sahnelerin yoğunlukta olduğu 3. bölümde gene yok yok…

Galadriel Numeor’a Varır

güç yüzükleri
Kral Naibi Miriel

Galadriel’in Halbrand ile Numenor’a varışını izliyoruz. Onları gemisine kabul eden kişi İsildur’un babası. İsildur kim mi? 3. çağda Sauron’un İttifak Savaşı’nda parmağını kesip tek yüzüğü alan ama kıyamet çatlaklarına atmayıp kendine mal eden insan kralı. Yani üçlemenin olaylarına başlatan kilit isim.

Bu karakteri gençliğinden itibaren tanımak eğlenceli olacak. Hatta ilerde kahramanlıklar yapacak ve kitlesi oluşacak. Numenor’u ilk kez görmek tarihi bir an çünkü satır aralarında kaybolan tarihi şehrin dijital destekli canlandırması oldukça başarılı. Refahı, zenginliği ve birliği hissettiren şehir yan yana çarpışan elf ve insan ittifakının bir hediyesi insanlara.

Fakat insanlar bu görüşten çıkalı çok olmuş ve elfleri şehirlerinde istemiyorlar. Hatta elflere yakın duran kralları tahtan indirilmiş. Bu işlerin görünen kısmıyken asıl olanın daha farklı olduğu hissettiriliyor ama şimdilik detaylı anlatılmıyor.

Güç Yüzükleri 3. bölümde Galadriel, kral naibi kızı Miriel’in karşına çıkıyor. Bölümdeki en başarısız sekanslar ne yazık ki Galadriel’de toplanıyor. Küçük bir kız çocuğu gibi naibe kafa tutması ve irfan salonlarına giderken atının üzerinde büyük büyük gülmesi yerinde değil. Karakter umarım derinleşip yolunu bulur çünkü Galadriel karakterine inancımı oturtamadım.

Geçmişin İzinde ve Halbrand

İrfan salonları elf işi bir mekan ve kütüphane olarak yazıtların yuvarlak raf yerleştirmesi oldukça başarılı. Ayrıca salondaki diyalog ve Elros’tan ilk kez bahsedilmesi olay örgüsünü kafamızda dizmek için elimizde olması gereken bir mihenk taşı. Galadriel çok önemli bir şeyi keşfediyor ve orkların izini sürdüğü sembolün güneyin haritası olduğunu fark ediyor. Barad-dur imara açılırken orklar iş başında anlaşılan.

Halbrand ise kendini bu bölümde biraz daha açık ediyor. Geçmişinde soylu izler taşıdığı düşünülen karakter hırsızlık yapıyor, başını belaya sokuyor ama merkezde arkadaşlar ediniyor ve çemberini genişletiyor. Bu karakterin gidişatını Galadriel’den daha hevesle bekliyor olacağım.

Bu arada Numenor’un Minas Tirith’i andıran şehir yerleşmesi bizi Orta Dünya’a olduğumuz hissini uyandırdı ama mavi stil detayları, Game Of Thrones‘daki Meeren şehrini anımsattı. Refah ve zenginlik gösteren başka bir renk skalası kullanılıp yeni bir yorum yapılabilirdi bu konuda. Olmadı, sağlık olsun.

Bu arada naibin de elf dostu olduğuna dair şüphelerimiz ve Galadreil’in kehanetin ta kendisi olması gibi detaylar fantastik eserlerin kehanet odaklı, sürpriz kırılmalı temalarına tam oturuyor. İzleyip göreceğiz.

Elfler Tarihi 101

Elfler çeşit çeşit. Orta Dünya tarihi dersi vermek niyetinde olmadığım bu yazıda üzerinden geçmemiz gereken bir nokta da, elf çeşitliliği konusu. Galadriel’in altın sarı saçlarına bakıp Arondir’in kısa saçlarına ve koyu tenine baktığımızda iki elf türü arasındaki farkın mekânsal değil ırksal olduğunu bilelim. Bu bakış tabii ki bugünün ırkçı boyutunda sığ bir bakış olamaz. Tolkien de yaşasa böyle düşünmezdi eminim.

Bu fark, ölümsüz topraklarda daha fazla vakit geçiren elflerin gözlerinde seçilen ışıkla ilgili. Bu elfler yüksek elfler olarak geçer. Galadriel de yüksek elflerden sayılırken Arondir ve arkadaşları birer orman elfi. Nitekim Arondir’i daha iyi tanıyabileceğimiz uzun sayılabilecek sahneleriyle bu bölüm elflere ayrılmıştı diyebiliriz.

Hatta güç yüzükleri dizisi bu bölümünde ağaçlara kıymak istemeyen bu gruba vurgu yapar. Böylece bir eko kurgu meselesine de parmak basmış olur. Bu detay oldukça yerindeydi. Orkların esir aldığı grupta yer alan Arondir ve arkadaşları sayesinde orklara yakın bakış atabiliyoruz. Orklar lisanı iyi kullanıyor ve güneşte zarar görüyorlar. Bu noktada Amazon Prime yorumu ile karşılaşıyoruz.

Bu yorumları sakıncalı bulmamakla beraber, Orta Dünya’yı anladığını düşündüğüm ekibe güvenmeye başladığımı söyleyebilirim artık. Bu yorumdan bir demet meteor adam için de geçerli. Ben kuvvetle muhtemel Gandalf olarak düşündüğüm bu kişiyi Amazon alıp bize bambaşka bir büyücü de verebilir. Olursa heyecanlı olmaz mı?

Hobbitler ve Meteor Adam

Hobbitlerin hepsi göç edecekleri akşam, meteor adamın varlığını öğreniyor. Bunun yanı sıra meteor adam konuşmaya başlıyor. Yeniden doğuş gibi bir şey yaşadığını düşündüren karakterin Gandalf olduğunu fikrini hobbitlere yakınlığı besliyor. Hiçbir büyücünün umurunda değilken hobbitlerin varlığı konusu Gandalf için hep önemli olmuştur.

Hatta üçlemede tek yüzüğü onlara emanet edecek kadar da tanımış ve güvenmişti . 2. çağda Orta Dünya’da yeniden doğan Gandalf – Böyle bir nokta kitaplarda yok- minnet gösterisi olarak elini hiç çekmediği canım hobbitlerini çağlar boyunca yalnız bırakmaması mantıklı mı? Evet!

Güç Yüzükleri dizisi bu bölümün adı Adar. Bu kelime baba anlamına geliyor. Elf Arondir’in Adar ile ilk temasını bulanık markajdan izleyebildiğimiz sahne bana yavan geldi. Bir önceki bölümde de İsildur’un babasını böyle bulanık karşılamıştık bölüm sonu. Her bölüm bir bulanık çekim ve sonrasında sürpriz bir karakter mi gelecek? Yaratıcı bir sahne açılımı değil.

4. Bölüm

güç yüzükleri
Numenor’da öne çıkan karakterler

Bu bölümün adı ise “Büyük Dalga”. Bölüm Naip Kraliçe Miriel’in rüyası ile başlıyor. Kehanetin tetiklediği rüya oldukça başarılı bir görsel tasarım ve gerçekçilik sunuyor izleyene. Numenor hakkında endişeler naip kraliçeyi ele geçirirken Galadriel’in fevri tavırları ve Amazon Prime’in yepyeni bir karakter oturtma deneyi seyirci olarak beni sarmadı.

Neticede Galadriel’i olgunluk kazanması 3. çağa tekabül edecek ama 2. çağda yaşadıkları onu bildiğimiz mertebesine çıkaracak. Fakat bu karakterdeki olmamışlık kah senaryoda kah karakter yazımında değil. Oyunculuk konusunda da inandırıcılığı sağlayamayan yanlış bir başrol hissi beni ele geçirmiş durumda. Bunu başka karakterlerde yaşamamam Galadriel’in sahnelerinin özensizliği de alakalı olduğu kadar oyuncunun bu role oturmaması ile de ilgili.

İlgimi çekmeyen başka bir sahne Numenor halkının galeyana geldiği o sahne ki maksatlı çıkarılmış bir yaygara gibi geldi. Sonrasında tatlıya bağlanıp halkın bardak tokuşturduğu sahnedeki bardakların 20. yy dünyasına ait olmasından bir tek ben mi rahatsız oldum? Numenor’un kültürüne ait başka bir şeyler görmek isterdim. Sahnenin inandırıcılığını zedeledi ve set halini hissettirdi. Detay dediysek duvar resimlerine bakalım en iyisi, bardaklara değil diyeceksiniz. Haklı olabilirsiniz.

Numenor’daki huzursuzluk büyürken başkentteki ak ağacın beyaz yapraklarını dökmesi hayra alamet değil. Fantastik evrenlerin alt yapısına yakışır şekilde kehanetlerden beslenen halklar tarihi, gidişatın kötü olduğunu, imparatorluk simgesi ak ağacın bu hazin durumuna bakarak hemen anlayabilir.

Güç Yüzükleri bu bölüm itibariyle karakter ve olayları derinleştirmeye başlıyor. Şimdiye dek karakter ve mekan tanıtımı ile geçen süreyi artık gerçek olaylara harcayan senaristler ortalama bir iş çıkarıyor. Gelin hangi Orta Dünya karakteri ne yaşıyor biraz yakından bakalım…

Elflerin Cücelerle İşbirliği

Bu bölümde elflerin teklifini kabul eden cücelerin canla başla rol aldıkları kule yapımına şahit oluyoruz. Kule yapımının ilerlemiş olması bizi zamanda bir sıçrama olduğuna götürüyor ki izlediğimiz her mekanın zamanı konusu ayrı akıyor olabileceğini düşündürüyor izleyeni. Ama cüce prensin sakladığı bir şeyler var. Elrond bunu ortaya çıkarıyor. Bu olay iki dostun arasında oluşacak husumet beklentimizi arttırıyor. Çünkü bir cüceyle anlaşmak hiç kolay değil.

Nitekim bu gerginliğin üstesinden gelebilen iki dost sahnenin sonunda Mithril ile tanışan Elrond ve ilerde tarihe geçecek bu madenin çıkış yerine işaret ediliyor. Bu sürpriz yerindeydi. Üçlemeye ait ve ya kitapta geçen ne kadar detay olursa o kadar sevineceğiz çünkü.

Bu bölümde cüce ağıtına tanık oluyoruz ki Khazad-Dum’u yeniden görmek de bize iyi geliyor. Cücelerin olduğu sahnelerin oldukça başarılı ve eğlenceli olması dizinin mizah temposunu koruyanların cüceler olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Özellikle Elrond ve Durin arasında geçen geçmişe dair konuşmalardan Elrond’un başardıklarıyla artık bir yıldız olan babası hakkındaki hikâyeye de ulaşıyoruz. Elrond’un babası Eärendil’in ismini bölüm boyunca bir kaç kere daha duyuyoruz. Bu arada soy ağacını Orta Dünya’ya hakim olmayanlar için dikkatle bağlamak adına şu bilgiyi de vermeden geçmeyelim: Eärendil’in iki oğlundan biri Elrond iken diğeri Numenor’un ilk kralı Elros. Yani diyar ilmek ilmek birbirine bağlı ve Tolkien anlatısının zengin bir tarih yazması bu gibi detayların toplamı ile ilgili.

Ork Toplumuna Bakış

güç yüzükleri
Adar

Geçen bölümdeki Adar bu kez bulanık markajdan çıkıp önümüze serilir. İşkence görmüş elflerden olan Adar’ın sahnelerinde göze çarpan, orklara verdiği kıymet oluyor. Yaralı ve can çekişen orkun hayatına son verirken duyduğu ıstırap ve ya orkların naaş kaldırma töreni gibi noktalar Tolkien anlatısından biraz uzak. Ama neden olmasın? Kültürel açıdan orkların da toplum kurduğu ve adetler edindiği bir diyarda neden sahiplenme ve gözyaşı olmasın?

Bu zamana dek üçlemeden bu yana hayli yüzeysel ve kaba saba bir ork gösterisiyle karşı karşıyaydık. Şimdi dili düzgün kullanan ve kültür belirtisi gösteren bir ork toplumuyla karşı karşıyayız. Bu arada orkların nasıl yaratıldığı konusunu bilmeyene okuyucular için işkence ile evrilmiş elf olduklarını söylesek yerinde olacaktır.

Zamanla kaba saba hale gelen orkların yavaş yavaş kültür ve dilden uzaklaşıp 3. çağda, üçlemenin bize anlattığı kadar kalmaları da mantıksız değil. Bu konunun bu şekilde ele alınmasını beğendiğimi söylemeliyim. Bu resmen bir karakter gelişimi ve bir fantastik eserden de beklediğimiz şey tam olarak bu gelişime şahit olmak. Orkların ters gelişim unsurları oldukça bu anlamda ilgi çekici.

Bölüme Son Bakış

Bir taraftan gelecek kaygısı çeken ama elflerin işbirliğine yanaşmayan insan medeniyeti beşiği Numenor var. Diğer tarafta elflerin cücelerle işbirliğini kabul eden cüce halk var. Diğer tarafta ise orkların tutsağı olmuş elfler.

Dizinin yapmaya çalıştığı şey, Elfler üzerinde bir Orta Dünya anlatısı anlatmaya çalışmak değil de nedir? Adar’ın Arondir’i haber götürmek üzere serbest bırakması ve güneyin giderek bir ork yuvası haline gelmesini izledik bu bölümde.

Mordor şekilleniyor, güç yüzüklerinin dövüleceği kule, elf-cüce işbirliği ile yapılıyor, mithril ortaya çıkıyor ve Galadriel bir gemiye biniyor. Numenor’dan ayrılan Galadriel’in gidişi içleri rahatlatmıyor. Orkların insan sığınmacı yerleşke Ostirith’e baskın yapması an meselesi iken Orta Dünya’da huzursuzluk dinmiyor.

Saouron kim olacak? Meteor adam ilerde kime dönüşecek? Kılayaklar yerleşik hayata ne zaman geçecekler? Numeor ne zaman yıkılıp gidecek? Silmariller gösterilecek mi? Güç yüzükleri dövülecek mi gibi soruların cevaplarını bu sezonda bulmayı umuyoruz. Sezonun bize başka sürprizleri olursa çok güzel olur. 3. çağı bilen Orta Dünya Çocukları için bu gibi sorular zaten cepte.

Diğer bölümlerde buluşmak dileğiyle. Orta Dünya’da kalın.

E. Nihan Acar

Multi-disiplinli bir alanda akademik arayışını sürdüren bir fenci- sosyolog olarak, peri masallarına ve bilime aynı anda inanan bir edebiyat hayranıyım. Fantastik ve bilim kurguya bayılırım. Üretkenliğimi sınadığım görsel tasarım, müzik ve sahne sanatlarından sonra edebiyat kıtasında arayışıma devam ediyorum. Kendimi bildim bileli okuyor ve yazıyorum. Online ve yazılı edebiyat platformlarında yayınlanmış kitap analizleri, inceleme ve öykülerim mevcut.

2 thoughts on “Güç Yüzükleri: 3. ve 4. Bölüm İncelemesi

  • Rahmiye

    Kalemine fikrine sağlık. Çok güzel bir yazı olmuş. Meteor adamın tom bombadil diye düşünmüştüm. Doğa üzerinde oldukça söz sahibi gibi.

    Yanıtla
  • E. Nihan Acar

    Teşekkürler güzel yorumların için. Tom Bombadil bahtsiz bir karakter, bir türlü yer bulamadı kendine filmlerde dizilerde ama Amazon şaşırtabilir bizi. Yapabildiklerine bakarsak büyücü gibi görünüyor meteor adam. Merakla bekliyorum ben de kim çıkacak diye.

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir