Siberkondri: Çağımızın Popüler Hastalığı
Siberkondri, kişilerin internet üzerinden hastalıkları veya semptomları ile ilgili araştırma yapmasıdır. Günlük hayatımızda çoğumuz herhangi bir semptom yaşadığımızda hemen girip internette araştırmaya başlarız. Genel olarak çok da iç açıcı sonuçlar aldığımızı söyleyemeyiz.
Bireylerin sürekli hastalıkları veya rahatsızlıkları ile ilgili araştırma yapması bir noktada sağlık anksiyetesine yol açar. Diğer bir ihtimal ise hipokondriya dediğimiz hastalık. Bu durum bireylerin var olan hastalıklarının yanı sıra farklı psikolojik semptomlar geliştirmelerine sebep olabilmekte.
Siberkondriye sahip olan bireyler, sahip oldukları rahatsızlıkları ile ilgili internet üzerinden araştırma yapmaya başlarlar. Ardından kendilerine teşhis koyarlar. Nitekim kendilerine koydukları teşhis ile ilgili tedavi yöntemleri ararlar.
Bu tedavi yöntemleri bazen bitkisel, meditasyon, akupunktur gibi alternatif tıp tedavilerini de içerebiliyor. Dolayısıyla bu durum oldukça riskli sonuçlara yol açabiliyor.
Siberkondride birey, hastalığına teşhis koyup rahatlamak veya önlem almak için internete giriyor. Fakat okudukları onda yeniden başka kaygılar meydana getiriyor ve tekrar aramaya başlıyor. Bu şekilde bir kısır döngünün içinde buluyor kişi kendini.
Her ne kadar internet bağımlılığı ve sağlık anksiyetesi patolojik bir problem olsa da; yeni bir kavram olduğu için Amerikan Psikiyatri Derneği henüz DSM-V kriterlerine bu bozukluğu dahil etmiş değil. Halk arasında bilinen “hastalık hastalığı” tabirine benzese de biraz daha internet üzerindeki araştırmalarla ilgili olduğu için farklı bir içeriğe sahiptir.
Siberkondri ve Tıp Dünyası
Siberkondri bireyler rahatsızlıklarını bir doktora başvurmadan önce internetten araştırmayı tercih ederler. Hatta bazen bir doktora başvursalar bile yine de internette okuduklarına daha fazla güvenirler. Genelde interneti referans aldıkları için tıp dünyasına güvensiz olduklarını söyleyebiliriz.
Duydukları yoğun kaygı, kişileri gerçekten hasta olmasalar bile internetteki tedavi yöntemlerini kullanmaya itebilir. Bu nedenle kullanılan alternatif tıp veya bilinçsiz ilaç seçimi gibi olasılıklar riskli durumlara sebep olabilir. Özetle siberkondrinin hasta-doktor güven ilişkisine zarar verdiğini söyleyebiliriz.
Siberkondri bireyler doktora gitseler bile, doktorun söylediklerine inanmazlar ve tartışma durumuna girebilirler. Araştırdıkları bilgilerin doğrultusunda, doktorla inatlaşırlar; kendi bildikleri teşhis ve tedavi yöntemini uygulaması konusunda ısrarcı olurlar.
İnternetteki Yanlış Bilgiler
İnternete yalnızca bir rahatsızlığınızı yazıp tıkladığınızda bile birçok tanı karşınıza çıkabilir. Yani size yakın bir tanı bulmak yalnızca birkaç dakikanızı alabilir. Ancak bu sonuçlar farklı kişilere ve farklı tahlil sonuçlarına dayanır. Bu nedenle gereksiz bir anksiyeteye ve paniğe sebep olması mümkün.
Artan teknoloji kullanımı ile beraber artık herkes rahatça internette bilgi paylaşabilmekte. Böylelikle sınırsız bilgi paylaşımına ulaşabilmektedir. Bu yüzden sağlık alanında doğru ve güvenilir bilgiye sahip olmayan insanlar bile herhangi bir içerik üretebilirler. Bu durum her alanda olduğu gibi sağlık alanında da bilgi kirliliğine sebep olmaktadır.
Ayrıca kişilerin deneyimlerini paylaştıkları yorum platformları da bu konuda oldukça risklidir. Bu tarz platformlara herhangi bir hastalık ismi bile yazsanız kişilerin deneyimlerini, doktorlarını ve yapılan tedavileri detaylı şekilde yazdıklarını görebilirsiniz.
Siberkondri kişiler her bireyin farklı olduğunu, tedavi yöntemlerinin kişiye özgü olduğunu unutup bu tarz sitelerde oldukça vakit geçirebilirler. Sadece okumakla kalmazlar. Uygulamaya geçtiklerinde var olan sağlık durumlarının da kötüye gitmelerine sebep olmaktadırlar.
Özellikle forum, blog ve yorum sitelerinde paylaşılan ilaçlar, bitkisel ürünler ve vitaminlerin yarattığı tehlikeler de düşünülmesi gereken konulardan. Ben konu üzerine araştırma yaparken bile bacak ağrılarına “bardak çektirme” işleminin iyi geldiği, ısırgan otunun ciğerleri temizlediği gibi yüzlerce kullanıcı yorumuyla karşılaştım.
Bu gibi işlemlerin ve alternatif tıp tedavilerinin kişiler üzerinde nasıl yan etkileri olup olmayacağını bilemeyiz. Bu şekilde deneyimlerimizi paylaşmak benzer rahatsızlıklara sahip birine iyilik yapıyormuşuz gibi hissettirse de aslında riskli bir bilgi verdiğimizin bilincinde olmalıyız.
Yapılan araştırmalar incelendiğinde (Tarhan, Tutkun Ünal & Ekinci, 2021) sağlık hakkında yapılan araştırmalarda son dönemlerde oldukça artış görülmüştür. 2019 yılı TÜİK araştırmasında; erkeklerin neredeyse %66’sı, kadınların ise %74’ü internet üzerinden sağlıkla ilgili araştırma yapmaktadır.
Bu oran toplum genelinde neredeyse %70’e denk gelmektedir. Bu oldukça ciddi bir oran olup internetin endişe ve kaygı arttırabilme potansiyelini doğrular niteliktedir. Ayrıca başka bir araştırmada da internetten kendisine tanı koyan kişilerin yarısından fazlasının muayene edildiğinde yanlış tanı koyduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Siberkondrinin Sebepleri
DSM-V’te de çokça kriterlerini gördüğümüz sağlık anksiyetesi, siberkondrinin başlıca sebeplerinden biri olabilir. Hepimiz herhangi bir rahatsızlığımız olduğunda bir an önce çözüm bulmak veya iyileşmek isteriz. Ancak doğru olan doktor muayenesi için bir hastaneye gitmektir.
Siberkondrisi olmayan bireyler doktora gidip bir nebze rahatlayabilir. Ancak siberkondrik bireyler rahatsızlıklarında önemli bir sorun olmadığını duysalar bile rahatlama yaşamazlar. Tıbbi kaynaklara tam anlamıyla güvenmedikleri için daha fazla internet arayışı yapmaya başlarlar.
Sürekli sağlıkla ilgili bilgi arayışları günlük hayatlarında çok fazla vakit almaya başlar. Bu durum zamanla bireyleri günlük yaşamlarından ve sosyal aktivitelerinden koparır. Bu da yaşam kalitesinin düşmesine sebep olur.
Sürekli bilgi arayışında olmak onu rahatlatmayacağı için de bir süre sonra kaygısı ve stresi kontrol edilemeyecek bir noktaya gelir. Sonrasında da bu kaygı ve strese bağlı yaşadığı semptomlarını internet üzerinden araştırmaya başlar. Yani özetle bu döngü sürekli devam eder.
Ne yazık ki internette sağlıkla ilgili araştırma yapmanın en önemli sebeplerinden biri de sağlık sistemi. Özellikle Türkiye’de bir kişinin rahatsızlığı ile ilgili hastaneden randevu bulabilmesi ortalama 2-3 haftayı buluyor. Daha hızlı bir çözüm bulmak için özel bir hastaneye gitmek istese de ekonomik açıdan gitmesi pek mümkün olmuyor. Bu nedenle bireyler ister istemez anlık rahatlamak için en kolay internete başvuruyor.
Özellikle öz kontrolü düşük olan kişilerde de fazlaca görüldüğünü söylemek mümkün. Çünkü kontrol edemedikleri bir davranış söz konusu. Siberkondri bireylerde kişinin fiziksel değişimlerine de oldukça hassas olduğunu söyleyebiliriz. Kişi vücudundaki minik değişimin hemen farkına vardığında stres seviyesi artmaya başlar. Bu da zamanla yüksek tansiyona, ağrılara ve bağışıklık sisteminin etkilenmesine sebep olabilir.
Siberkondri Nasıl Önlenebilir?
Siberkondri henüz DSM-V’te yer almadığı için tanı kriterlerini söylemek mümkün değil. Ancak 2000 yılından sonra tıp literatüründe yer almaya başladığını söyleyebiliriz. Teknolojiyle beraber yaygınlığının artacağını düşünürsek bir an önce hem psikolojik hem de tıbbi alanlarda eğitimlerinin ve bilgilendirmelerinin yapılması gerekiyor. Böylece belki de hem önleyici hem de etkili tedavi yöntemleri üretebiliriz.
Bence siberkondrinin en kritik çözüm yöntemlerinden biri de bilinçli internet kullanımı. Sadece sağlık alanında değil, internette her alanda bilgi sahibi olmak mümkün. Ancak bu bilgiler her zaman doğru kullanılmıyor. Bu nedenle interneti kötüye kullanmama konusunda bilinçli bir kullanıcı olmak gerekir. Özellikle sağlık alanında daha kontrollü biçimde araştırma yapmak etkili bir önlem olabilir.
İnternette sağlıkla ilgili araştırma yapmak bazen çok önemli olmayan semptomlarınıza fazlasıyla panik olmanıza sebep olur. Bazen de aslında önem vermeniz gereken rahatsızlıkarınızı fazla hafife almanıza da sebep olabilmekte. Örneğin; erken teşhis edilebilecek ve önlem alınabilecek bir hastalığınız varken, birkaç yorum sitesinde bunun normal olduğu kanısına vararak göz ardı edebilirsiniz.
Ayrıca bireyde zaten var olan farklı psikopatolojik durumlar da siberkondriyi tetikleyebilir. Daha yoğun yaşanmasına da sebep olabilir. Örneğin, depresyon veya anskiyete tanısı koyulan bireylerde siberkondri daha fazla görülebilir. Bu gibi durumlarda gereken uzmana başvurulması önerilmekte.
Özetle, tedaviler ve hastalıkların bireye özgü olduğunu bir kez daha hatırlayalım. Rahatsızlıklarımızın için önce bir uzmana başvurmayı unutmayalım.
Teknolojinin gelişmesiyle beraber teknoloji bağımlılığının da gitgide artacağının farkında olmalıyız. İnternette sağlık araştırmalarına bağlı olarak siberkondrinin daha yaygın ve patolojik hale gelebileceğini unutmamalıyız.
İnternet sizi tanımaz; kan değerlerinizi, tahlil sonuçlarınızı bilemez. Unutmayın ki bilgi paylaşmak artık çok kolay, güvenli kaynakları arayıp bulmak yalnızca sizin elinizde.
Kaynakça
Erdi Bahadır. (2021). Çevrimiçi sağlık arama davranışı (siberkondri) üzerine bir gözden geçirme. Klinik Psikoloji Dergisi, 5(1), 79–85.
TARHAN, N., TUTGUN-ÜNAL, A., & EKİNCİ, Y. (2021). Yeni Kuşak Hastalığı Siberkondri: Yeni Medya Çağında Kuşakların Siberkondri Düzeyleri İle Sağlık Okuryazarlığı İlişkisi. OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 17(37), 4253–4297. https://doi.org/10.26466/opus.855959