Film Önerisi: The Last Duel
Film önerisi köşemizde Ridley Scott’ın merceğinden bir işe yer veriyoruz. Karşınızda: The Last Duel.
Bu filmin en güzel yanlarını başlıklar atmadan birkaç kelimeyle özetleyeyim. Sinemada daha önce denenmemiş bir şekilde aynı hikâyeyi üç kişinin perspektifinden izliyoruz.
Oyunculuklar ve hikâye de bu sinema vizyonuna ayak uydurmayı başarında ortaya müthiş bir deneyim çıkıyor. Elbette böyle yenilikçi bir işin arkasında Ridley Scott‘ın olması hiç şaşırtıcı değil.
Konusundan Bahset
Jean de Carrouges ile Jacques le Gris eski iki yakın arkadaşlardır. İsimleri okumak da zorlandığınızın farkındayım, ben de yazarken zorlandım fakat bu iki Norman karakter hikâye boyunca filmde önemli rol oynuyorlar.
Carrouges savaşa gidip döndüğünde Le Gris’in eşine tecavüz ettiği gerekçesiyle yargılandığını öğrenir. Fakat bu süreçte hiç kimse Marguerite inanmıyor. Le Gris’e iftira attığını düşünüyorlar. Hakim için avantajlı bir konumda olmasına rağmen karar “son düello” olarak çıkar. Yani iki asker savaşacak ve bir kişi sağ çıkacaktır.
Hayatta kalan kişi Tanrının rızasından geçmiş olacaktır. Le Gris için aklanma Carrouges ise bir nevi namus davası olan hikâyenin trajik tarafıysa kendisinin kaybetmesi durumunda eşinin (Marguerite) bir kazığa bağlanıp yakılacak olmasıdır.
Oyunculuklar
Oyuncular arasında yok yok!
Jared Leto‘nun jölüğüne Adem Driver‘ın karizması eklenince ekrandaki estetik duruşlara takılıp kalıyorsunuz. Bu iki abinin oyunculuk performanslarının yanı sıra Jodie Corner oynadığı rolle Marguerite karakteriyle seyirciye farklı bir keyif sunuyor.
Bunların yanı sıra, usta isimler de kimliklerinden ödün vermiyorlar. Matt Damon ve Ben Affleck ufak rolleri olmalarına rağmen filme fazlasıyla duruş katmayı başarıyorlar.
Detay ve Yorum
Ridley Scott ismini duyduğum zaman zaten bu filmin kötü olmasını beklemeden ekranın başına geçmiştim. Fakat beklediğimden çok daha iyi çıktı. Film bir kadına karşı işlenebilecek en büyük suça bağlı olarak hikâyeyi üç farklı perspektiften anlatıyor. Yargılanan kişinin, tecavüze uğrayanın ve onu savunan eşinin gözlerinden…
Bu filmden o kadar fazla okuma yapabilirsiniz ki, bu öneri yazımıza sığmaz. Kısaca her bir karakterin gözünden pek çok detayı farklı yaşadıklarını görmek kime hak vermeniz gerektiği konusunda sizleri sürekli ikilemde bırakıyor.
Ataerkillik, kadına şiddet, çaresizlik, zekâ, entrika, kabullenmişlik, hak ve haksızlık… Bu kadar kavram Ridley Scoot’ın o mükemmel kamera oyunları, çekim açıları, kostüm ve prodüksiyonla birleşince tadından yenmeyecek bir film ortaya çıkıyor.
İşte, tüm bu nedenler yüzünden The Last Duel gönül rahatlığıyla sizlere film önerisi olarak verebileceğim bir iş. İzledikten sonraki yorumlarınızı merak ediyorum.